Önemli Bir Konu Hakkında Bilgilendirmek İsterim Tabi Sizin Taktiriniz

Ü

Üye silindi 19785

Guest
Kanka yazıyı Google translate den mi yazıyorsun? Gram noktalama işareti de kullanmıyorsun epey zorlanıyorum seni anlamakta.
 

aydın

Üye
Kanka yazıyı Google translate den mi yazıyorsun? Gram noktalama işareti de kullanmıyorsun epey zorlanıyorum seni anlamakta.
kankancın haklısın ama bensana bişim hababalarını yazısını kopyalarım onu daha iyi anlarsın erelde yazıların nedense değişiyor bilmiyorum sürükli düretlerel yapmaktan sıkıldım zaten
 

aydın

Üye
Toprak İstekleri
Lif keneviri için ideal toprak çeşiti gevrek, gevşek, orta- ağır aluvyonlu (siltli), kum ve killi (Ranalli 1999) olmalıdır. Yüksek kil içeriği, toprak geçirgenliğini sınırlandırarak, kök gelişimini azaltmak suretiyle, verimin düşmesine neden olmaktadır. Kumlu topraklar ise toprak geçirgenliğini artırırken, toprakta su hareketini ve kaybını artırarak, kuraklık oluşmasından dolayı, verimi azaltmaktadır. Fazla su ve gübre kullanımı, üretim maliyetlerini artırmaktadır. İdeal toprak pH’sı 5.8-7.5’tir (Bócsa ve Karus, 1998). Eğer toprak pH’sı 5’ten düşük yani asidik karakterde ise, ekimden önce kalsiyum (Ca) uygulaması gerekebilir. Çin’de yapılan çalışmada, toprak dokusu, katyon değişim kapasitesi, toprak organik maddesi, mevcut potasyum ve suda çözünür bor miktarının, kenevir verimini olumlu etkilediğini belirtmektir (Liu vd., 2000). İyi işlenmiş güzel bir tohum yatağının hazırlanması; homojen bir çimlenme, çıkış ve istenen bitki yoğunluğunun sağlanması açısından önemlidir (Struik vd., 2000). Kenevir için toprak hazırlığı genellikle sonbahar veya kış sürümünün (30-40 cm derinlikte) ardından yüzlek bir ilkbahar sürümü ile devam eder. Tohumlar küçük olduğu için, özellikle killi topraklarda, ince bir tohum yatağı hazırlanması önerilir (Desanlisvd., 2013). Derin, gözenekli ve havalanması iyi, besinmaddeleri bakımından zengin ve su tutma kapasitesi iyi olan kumlu-tınlı topraklar, kenevir tarımı için en uygun topraklardır (Anderson, 2018).Kenevir bitkisi 2 m toprak derinliğine kadar uzayan güçlü bir kazık kök sistemine sahiptir (Amaduccivd., 2008a). Taban taşının oluşumu veya toprak katmanındaki sıkışıklık, kök gelişimini sınırlamakla birlikte, kazık kökün gelişimi olumsuz etkilenerek, yapısı değişikliğe uğrar. Bu nedenle bitkilerin topraktaki besin maddelerinden ve mevcut toprak suyundan yeterince yararlanmaları engellenir (Desanlis vd., 2013). Topraktaki bu sert tabaka genellikle 20-25 cm derinlikte bulunmakta olup, kalınlığı 6-18 cm arasında değişmektedir. Ağır bünyeli topraklarda sert tabaka, toprakyüzeyinden daha derinde (yaklaşık olarak 35-40 cm) teşekkül edebilmektedir. Ancak ağır bünyeli topraklarda sert tabaka oluşumu, orta ve hafif bünyeli topraklara oranla daha çabuk ve daha sert olmaktadır. Bu nedenle kenevir yetiştirilecek topraklarda “taban taşı” veya “pulluk tabanı” denilen sert tabakanın dip kazan gibi toprak işleme aletleri ile kırılması ve kabartılması gerekir. Ayrıca, toprak hazırlığı iyi yapılmamış yağışlı yıllarda, suyu tutan killi, ağır bünyeli topraklarda kök, havasız kalarak boğulur (Struik vd., 2000). Öte yandan, kumlu toprakların su tutma kapasitesi düşük olduğuiçin, fide gelişimini olumsuz şekilde etkileyebilir.

Toprak İstekleri
Kenevir drenajı iyi, derin profilli, tınlı, killi tınlı, kireçli ve organik maddesi zengin alüviyal ve pH değeri 5.8-7.5 arasında olan topraklarda iyi yetişir. Ağır yapılı toprakları sevmez, yabani ot keneviri çok su tutan killi topraklarda nadiren hayatta kalır. Haney ve Kutscheid (1975), Illinois’deki yabani ot kenevirinin, köklerin yeterli havalandırma alması şartıyla, değişik toprak çeşitlerini tolere ettiği görülmüştür (ancak %40’tan fazla kil içeren topraklar hariç). İyi drene edilmiş alt topraklar, ruderal kenevir için özellikle tercih edilirken; genellikle akarsuların ve derelerin yakınında yetişir. Kenevir tarımı için pH değeri 5.0’in altındaki asidik topraklarda kireçleme yapılması gerekmektedir. Kenevir kazık köklü bir bitki olduğu için derin profilli, killi topraklar daha uygun olur (Grabowska vd., 2009). Ağır yapılı, geçirgenliği ve drenajı iyi olmayan asidik topraklar kenevir tarımı için uygun değildir. Bununla birlikte, kumlu topraklar sınırlı verim sağlar ve sulama sorununa neden olmaktadır. Bu topraklarda ihtiyaç duyulan gübreleme ve sulama yapıldığı taktirde üretim, ekonomik hale getirilebilir (Bócsa ve Karus, 1998; Small, 2016).

Besin Maddesi İstekleri
Güçlü bir vejetatif aksama sahip olan kenevir bitkisi, diğer pek çok bitkiye oranla topraktaki besin madde lerine daha fazla ihtiyaç duyar. Toprakta çok fazla ve farklı besin maddesinin bulunmasını ister. Kenevir toprakta nemi sevmesine rağmen aşırı nemde toprak asitliği artacağından, kenevirin topraktaki besin maddelerinden yararlanması güçleşecektir. Toprağın devamlı su içerisinde olması, negatif osmoz nedeniyle, kenevir yapraklarında sararmalara yol açar ve bitki gelişimini durdurur. Köklerin yeterince hava almasını önler. Kenevir diğer azot seven bitkiler gibi, azotsuz topraklarda çok iyi gelişemez. Topraktaki azotun varlığı humusun göstergesi olduğu için, azot yönünden zengin topraklar, aynı zamanda toprağın nem dengesini de korurlar. Kenevir aynı zamanda kalsiyumu da çok seven bir bitki olduğu için, asidik olmayan topraklarda daha iyi gelişir. Toprak analizi yapmak koşuluyla, uzun yıllar boyunca yapılan çalışmalar neticesinde 4-20 kg/da azot (N)(NH4N03); 3-12 kg/da fosfor (P2O5) ve 0-20 kg/da potasyumun (K2O) kullanılabileceği belirtilmektedir (Ehrensing, 1998). Lif kenevirinde yaprak analizlerinin gerekli bitki besin maddelerinin saptanmasında kullanılabileceği önemli bir yöntemdir (Iványive Izsáki, 2009; Iványi, 2011). 11 kg/da’a kadar azot (NH4N03), 8 kg/da’a kadar fosfat (P2O5) ve 9 kg/da’ya kadar potasyum (K2O) kullanımın uygun olabileceği farklı çalışmalar ile saptanmıştır (Small, 2016). Lif kenevirinin, tıbbi kenevire göre aldığı azotu etkin biçimde kullanabilmek, lif hücrelerinin ve demetlerinin elastikiyetine ve gerilme kuvvetine katkıda bulunmak için,
mevsim boyunca önemli bir fosfor ihtiyacı oluşmaktadır. Lif kenevirinin, özellikle liflerin hızla geliştiği orta mevsimde, potasyuma ihtiyaç duyarlar. Toprak yapısı, topraktaki bitki besin elementleri seviyesi, toprak nem durumu ve iklim yapısına bağlı olarak, 14-23 kg/da potasyum kullanımı önerilmektedir (Bócsa ve Karus, 1998; Finnan ve Burke, 2013). Bitkiler doğru seviyede besin almazlarsa, stres ve böcek, küf ve diğer patojenlere
karşı daha duyarlı hale gelirler. Yeterli büyüyememeleri nedeniyle sonuçta verim düşer. Bitki besin maddesi eksikliği belirtilerini bilmek, kenevir yetiştiricileri için büyük önem taşımaktadır. Bitkiler, büyüme ortamı veya hidroponik çözelti doğru pH değerinde olduğu taktirde, bitki besin maddeleri kökleri yoluyla emilebilir. Koşullar çok asitli veya fazla alkali ise, bazı besinlerin kök sistemi tarafından alınması zorlaşır. Bitkilerinizin aşırı gübrelenmesi pH ve bitki besin maddelerinin alımında sorunlara yol açar. Bitki besin maddelerinin alımı için uygun pH değerleri Şekil 4.3’de verilmiştir. Herhangi bir bitki besin maddesinin eksikliğine karar vermeden önce, toprak pH’nın bilinmesi gerekir. Toprağa ve toprağa benzeyen
ortamlar için, 6.3-6.8; hidroponik çözeltiler için 5.5-6.5 ideal bir seviye olarak kabul edilebilir.
Bitki besin maddeleri, bitki tarafından tamamen özümsendikten sonra yer değiştirme potansiyeline bağlı olarak hareketli (mobil) veya hareketsiz (immobil) olarak sınıflandırılır. Bitkinin eski yapraklarında depolanan bir mobil besin bitkinin başka bir bölümündeki bir eksikliğini gidermek için hareket edebilir. Hareketsiz besinler başlangıçta depolandıkları yere çok yakın kalacaktır. Mobil besin eksiklikleri bitkinin tabanında yaşlı yapraklarda belirtiler gösterecek, hareketsiz besinler ise bitkinin üst ve dış dallarında yeni büyümede ilk eksiklik belirtilerini gösterecektir. Hangi besinlerin hareketli, hangilerinin hareketsiz olduğunu bilmek, potansiyel eksikliklerinin teşhis edilmesine yardımcı olacaktır.

Azot
Azot doğadaki çoğu bitkinin kullanılabilirlik açısından büyümesini sınırlayan en önemli elementtir. Bu nedenle dünyadaki bitki türlerinin çoğu, azotun yetersiz olduğu ve çok az bitki türü azot seven olduğu substratlara adapte olmuştur. Nitrofiller olarak sınıflandırı-geçirlan azot sever bitkiler, kolayca bulunan azotun yüksek seviyelerine bağlıdır. Bitkilerin vejetatif gelişimi için gerekli olan makro ve hareketli bir besin elementi olan
azot, NH4 +, NO3, NH2 formlarında bitki tarafından alınmaktadır. Birçok yaşamsal faaliyet için gereklidir. Yeni hücre oluşumu, hücresel faaliyetlerin devamı için gereklidir. Normal kök ve gövde gelişimi için gereklidir. Protein, klorofil, nükleik asit ve aminoasitlerin yapısında bulunur. Yabani C. sativa, azot bakımından zengin topraklarda gür bir şekilde büyüyüp gelişme gösterirken, azotun yetersiz olduğu topraklarda çok zayıf bir şekilde büyür ve yeterli gelişme göstermeyen bir nitrofil bitkidir. Özellikle çiftlik gübresi önemli bir azot kaynağı olarak kenevir yetiştirilen topraklarda büyük önem arz eder. Çiftlik gübresi başta olmak üzere organik materyaller, sadece azot kaynağı olarak değil, toprağın nem tutması için de büyük önem taşımaktadır (Vavilov, 1926; Dewey, 1914; Small, 2016). Bol miktarda organik madde, özellikle de hayvan gübresi, büyük önem taşımaktadır. Gübre, günümüzde büyüyen kenevirlerde fazla kullanılmamasına rağmen, üretimde kullanılabilir gübre miktarı, toprağın bitki besin maddesi içeriğine, sıcaklığına ve yağış durumuna bağlı olarak değişmektedir (Maiden, 1894). İngiltere’de 22–56 ton/ha çiftlik gübresinin kullanımının faydalı
olduğu ve önerildiği belirtilmektedir (Small, 2016). Azot (N) noksanlığında kenevir bitkileri yeterli vejetatif gelişme göstermemekte, cüce kalmaktadırlar (Haney ve Bazzaz, 1970). Ayrıca genç yapraklarda sararma görülür. Azotça zengin veya yeterli düzeyde azot içeren topraklarda bitkinin vejetatif gelişimi artarak, bitki boyunda uzama meydana gelir (Janischevsky, 1924).
Fosfor (P)
Fosfor fotosentez ve depolanan enerjinin karbonhidratlardan temin edilmesi için büyük önem taşımaktadır. Eksikliği, nadir olmakla birlikte (genellikle pH’ın 7.0’ın üzerinde olması nedeniyle gelişir), genç bitkiler için felaket olabildiği gibi, olgunlaşmış bitkilerde büyümenin gerilemesi, çiçeklenmenin gecikmesi, düşük verim ve kötü reçine üretimine neden olabilir. Fosfor aynı zamanda şeker, nişasta gibi maddelerin depolanmasında rol oynayan ve protein, enzim, nükleik asit ve metabolik maddelerin yapısında bulunan ve bu işlevleri ADP ve ATP şeklinde gerçekleştiren çok önemli bir elementtir. Çiçek, meyve, kök oluşumu, hücrenin oluşumu ve bölünmesinde etkilidir. Fosfor, makro ve hareketli bir bitki besin elementi olup, eksikliğinde yaprak saplarının yaşlı yaprakların üzerine çıkarılması, ardından koyu mavi-yeşil renk tonu alan yapraklar görülür. Yetersizlik ilerledikçe, hem yukarı hem de dışa doğru büyüme şiddetli bir şekilde yavaşlar, yapraklar üzerinde siyahımsı-mor veya koyu bakır renkli lekeler görünür, yapraklar kıvrılır ve düşerken, yaprak saplarında ölü noktalar oluşur. Bazen yapraklar metalik mor veya koyu bronz renk alır (Valdês,2015; Small, 2016).
Potasyum (K)
Makro ve hareketli bir bitki besin elementi olan potasyum, protein, karbonhidrat ve yağların oluşumunda ve taşınmasında etkilidir. Osmotik basınç, su dengesini sağlar. Bitkide kalite üzerine etkilidir. Fotosentez ve solunumda etkilidir. Şekerlerin ve karbonhidratların üretimi ve hareketi için çok önemli olan potasyum ayrıca hücre bölünmesi, terleme, kök gelişimi ve su alımı için de büyük önem arz etmektedir. Kenevir bitkileri
potasyum eksikliği durumunda büyümede yavaşlama gösterir. Potasyum eksikliği bitkinin yaprakları içindeki iç sıcaklıkların artmasına ve neticede bitkinin yaprakları boyunca daha fazla nemi buharlaştırmasına ve soğumasına neden olur. Potasyum eksikliğinde donuk, aşırı yeşil yapraklar,
ardından “eski” paslı kahverengi yaprak uçları, kloroz (sararma) ve özellikle yaşlı yapraklarda kahverengi lekeler görülür. Kontrol edilmeden bırakıldığında potasyum eksikliği, bitkilerin cılız kalmasına, zararlılara ve hastalıklara karşı yüksek hassasiyet göstermesine ve çiçeklenmeyi
önemli ölçüde azaltmasına neden olacaktır (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4a).
Magnezyum (Mg)
Makro ve hareketli bir bitki besin elementi olan magnezyum, her klorofil molekülündeki tetrapirol çekirdeğinin merkezi atomudur, yani bitkiler onu çok yüksek miktarlarda kullanır. Enerjinin ışıktan emilmesi, karbonhidratları ve şekerlerin sentezlenmesi yardımcı olmak için çok önemlidir. Kenevir bitkileri, çimlendiği andan itibaren, 3-6 hafta sonrasına kadar magnezyum eksikliği belirtileri göstermeyecek, bu noktada yaşlı yaprak damarlarının sararması (intervenal kloroz) ve pas renkli lekelerin oluşumu gözlenecektir. Bu semptomlar tüm bitki boyunca ilerler, yaprak damarları arası bölgelerde daha fazla oluşur, lekenin yanı sıra yaprakların uçları ve kenar boşluklarında gelişir. Bazı bitkilerin yaprakları kıvrılıp düşerken, bazen tüm bitki hastalanır ve ölür. Magnezyum eksikliği belirtileri, çiçeklenme sırasında hızla artar (Valdês, 2015; Small, 2016; Şekil 4.4b)
Kalsiyum (Ca)
Makro ve hareketsiz bir element olan kalsiyum, hücrelerarası lamellerde bulunur ve hücre zarının geçirlan genliğini belirler, hücre uzamasında ve bölünmesinde etkilidir. Hücre bütünlüğü ve büyümesi için elzem olan kalsiyum, azot ve şekerlerin bitki içinden akışına yardımcı olur. Eksiklik genellikle hidroponik besi ortamlarında veya dış mekânlarda, asidik topraklı çok ıslak, serin iklimlerde görülür. Kenevirin iyi büyüme ve gelişme
göstermesi için toprakta yeterli miktarda kalsiyum (Ca) bulunmalıdır. Özellikle asidik olmayan yani bazik karakterli kireçli toprakları oldukça sever. Aynı zamanda, bitkinin toprak üstündeki sürgünü kaplayan çok sayıdaki sistolitik tüylerin tabanında kalsiyum karbonat (CaCO3); gövde ve yapraklarda ise kalsiyum oksalat (CaC2O4) kristalleri şeklinde biriktiğinden dolayı, kalsiyum tüketimi oldukça yüksektir (Bergfjord ve Holst, 2010). Kalsiyum eksikliğinde alt yapraklar kıvrılır ve deforme olur, ardından yaprakların kenarlarından itibaren gitgide büyüyen sarımsı kahverenkli lekeler belirir. Kök uçları solmaya ve ölmeye başlar ve bitki verim azalmasıyla bodur hale gelir (Şekil 4.4a).
Kükürt (S)
Makro ve hareketli bir bitki besin elementi olan kükürt, bitkilerin solunumunda, yağ asitlerinin sentezinde ve parçalanmasında esast genellikle kök bölgesinde yüksek pH seviyesine bağlı olarak, fosfor kaybının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kükürt eksikliği durumunda genç yaprakların kireç yeşili ve bodur büyümesiyle sarıya dönmeye başladığı, ardından kurutma ve kırılganlıkla birlikte yaprak damarlarının sararması görülebilir. Devam eden yetersizlik sonucunda, çok az sayıda çiçek üretimi ile sonuçlanır (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4b).
 
Son düzenleme:

aydın

Üye
Bor (B)
Mikro ve hareketsiz bir bitki besin elementi olan bor, şeker taşınımı ve karbonhidrat metabolizmasında önemli olduğu düşünülmektedir. Şeker gibi karbonhidratların oluşmasında ve taşınmasında etkilidir. Keza kalsiyumun taşınmasında ve yerleştirilmesinde, hormon oluşumunun teşvikinde ve hücre bölünmesinde etkilidir. Bor noksanlığı altındaki bitkilerde çok sayıda fizyolojik işlevin etkilendiği ve bitkinin bozulma sürecine girdiği bilinmektedir. Bor noksanlığının ortaya çıkışıyla birlikte öncelikle hücre duvarlarının oluşumu, yapısal bütünlüğü ve işlevi tahribat görmektedir. Bor
noksanlığı, daha çok kumlu ve organik maddesi düşük olan asit topraklarda ortaya çıkmaktadır (Valdês, 2015; Small, 2016). Yetersizliği durumunda bitki türlerinin çoğunda borun yaşlı yapraklardan veya yaşlı dokulardan genç yapraklara taşınması çok sınırlıdır. Borun, floem kanalında taşınması en zor olan besin elementlerinden biridir. Bu nedenle, bor hareketliliğinin çok düşük olduğu bitkilerde, bor eksikliği önce bitkilerin en genç kısımlarında ve özellikle de çiçek organlarında ortaya çıkar. Ayçiçeğinde bor eksikliği söz konusu olduğunda büyüme noktalarında duraksama, boylanmada yavaşlama, çiçek tablası gelişiminde, tohum oluşumunda ve tohumların iç dolumunda aksamalar, duraksamalar ortaya çıkar. Bor eksikliğinden en çok zarar gören kısım, bitkilerin uç büyüme noktası ve çiçek organlarıdır.
Mangan (Mn)
Mikro ve hareketsiz bir bitki besin elementi olan mangan, birçok oksidasyon ve redüksiyon sistemini kontrol eder. Demir ile birlikte klorofil oluşumuna yardım eder. Bu nedenle fotosentez için gereklidir. Bitkilerde çeşitli enzimlerin işleyişinde etkilidir ve aynı zamanda protein ve karbonhidrat oluşumunda rol oynar. Klorofil oluşumuna yardım eder. Bazı fizyolojik olaylarda katalizördür. Bazı enzimlerin aktivasyonunu
sağlar. Bazı oksidasyon ve redüksiyon sistemlerinde gereklidir. Mangan eksikliği belirtileri, Mg noksanlığı belirtilerine benzer. Yapraklardaki damarlar arasında sararma görülür. Ancak Mg noksanlığı önce yaşlı yapraklarda olmasına karşılık Mn noksanlığı, genç yap kayısı ve erik diğer sert çekirdeklilere göre, daha fazla mangana ihtiyaç gösterirler (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4b).
Çinko (Zn)
Hareketli olmayan bir bitki besin elementi olan çinko, şeker ve protein üretimi için olduğu kadar, klorofilin oluşumunda ve tutulmasında; sağlıklı kök büyümesi için çok önemlidir. Yetersizlik, özellikle alkali topraklarda ve kuru iklimlerde oldukça yaygındır ve genellikle yüksek pH seviyelerinin bir sonucudur. Çinko eksikliği durumunda genç yapraklar ve yeni büyüme aşamasında olan yapraklarda kırışıklık, deformasyon, küçük ince yaprak kanatları ile damarlar arası kloroz sergilenir. İlk etapta yaprak uçları renksizleşecek ve kavrulacak, daha sonra yaprak kenar boşluklarında kahve renkli lekeler oluşacaktır. En belirgin işareti, yaprakların 90 derece yanlara dönmesidir (Valdês, 2015; Small, 2016; Şekil 4.4b).
Klor (Cl)
Bir mikro ve hareketli bitki besin elementi olan klor, kökler vasıtasıyla bitkinin oksijen alımını kolaylaştırması, toprak üstü yeşil aksamının ve kök gelişiminin sağlanması, kolay azot alımında büyük rol oynar. Bitkilerde klor, karbonhidrat metabolizmasını etkilediği ve yapraklarda nişasta toplanmasına yol açtığı görülmüştür. Klor bitkiler tarafından klorun iyon formu olan klorid olarak alınır ve tamamen eriyebilir formdadır. Sulamayla yıkanarak kaybolur. Klor hücrelerde su ve suda eriyen maddelerin hareketi olarak bilinen ozmoz olayında görev alır. Bitkilerin mineral maddeleri alması için gerekli olan iyon dengesini sağlamada ve fotosentezde görev alır. Klor yetersizliği durumunda, solgun kökler, kloroz (sararma) ve bronzlaşma gibi semptomlar görülür (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4b).
Bakır (Cu)
Yarı hareketli bitki besin elementlerinden olan bakır, sadece az miktarda gereklidir. Bakır eksikliği çok nadirdir ve ilk belirtiler yavaşlama, büküm ve yeni büyümenin dönüşünde görülür. Ölü noktalar yaprak uçlarında ve kenar boşluklarında görülür ve bazen bütün bitki solar (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4b).
Demir (Fe)
Yarı hareketli bir bitki besin elementi olan demir, nitrat ve sülfat indirgenmesi ve asimilasyon için ve klorofil üretimi için bir katalizör görevi görür. Eksiklikler genellikle uygun olmayan pH seviyelerinin veya aşırı mangan, çinko veya bakır seviyelerinin bir sonucudur.
Eksikliği durumlarında, ilk belirtiler genç yapraklarda görülür, yeni yaprakların tabanında damarlar arası kloroz görülür. Semptomlar daha sonra yaprak damarları arasında sararma ile birlikte, yaprak ayaları boyunca devam eder (Valdês, 2015; Small, 2016) (Şekil 4.4b).
 
Son düzenleme:

aydın

Üye
Kök Ekolojisi
Kenevir kökleri suda çok fazla kalmaya dayanıklı değildir. Özellikle ağır yapılı topraklarda göllenmeler meydana geldiğinde, bitki gelişimini durdurur. Köklerin hava almasını önler, yapraklarda sararmalar meydana gelir ve bitki çeşitli virüs hastalıklarına yakalanır. Bu nedenle C. sativa’nın bazı yabani formları ağır yapılı topraklara tolerans gösterebilir. Ayrıca aşırı nemli topraklarda asitlik derecesi artacağından, kenevirin topraktaki besin maddelerinden yeterince yararlanması engellenir. Bu nedenle iyi drene edilmiş, killi-tınlı, kumlu-tınlı bünyeli topraklar bitkinin büyüme ve gelişimi için en uygun topraklardır. Hafif strüktürlü, verimliliği düşük, tuzlu, asidik ve göllenmiş topraklar kenevir bitkisinin yet olabilmektedir. Kenevir bitkisinin kök gelişimi 2 metreye kadar ulaşabilmektedir; ancak, en fazla kök yoğunluğu toprağın ilk 10 cm derinliğinde gerçekleşmektedir kökün aşağı doğru gelişimini sağlarken, sıkıştırılmış ağır yapılı ve/veya ıslak topraklar, köklerin derin büyüme ve gelişimini engelleyerek, kıvrılma meydana gelir (Şekil 4.6a). Erkek bitkilerde kök sistemi dişi bitkilere göre daha zayıf yapıdadır. Lif keneviri, tıbbi kenevire göre daha hızlı ve fazla vejetatif gelişme gösterdiğinden, su ve besin gereksinimleri daha fazla ve daha iyi bir gelişmiş kök sistemine ihtiyaç duyarlar (Bócsa ve Karus, 1998; Small, 2016). Toprak nemi, kökün toprak profiline derinlemesine nüfuz etme yeteneğini etkiler, kenevir çeşitli toprak nemi koşullarına adaptasyonlar sağlayabilir. Bazı topraklarda kök uzunluğu, 15-30 cm derinliğe nüfuz edebilir (Anonim, 2019c).

Sıcaklık ve Bitki Besleme
Genellikle en iyi büyüme ve gelişme 30°C gündüz sıcaklıklarında gerçekleşir. Farmasötik kullanımlar için iç mekanda yapılan yoğun yetiştiricilikte uygun ve ve rimli ekolojik koşulların belirlenmesi amacıyla yapılan bir çalışmada; farklı fotosentetik foton akı yoğunluklarının (0, 500, 1000, 1500 ve 2000 μmol m-2s-1), sıcaklıkların (20, 25, 30, 35 ve 40 ºC) ve CO2 konsantrasyonlarının (250, 350, 450, 550, 650 ve 750 μmol mol-1), kenevirin gaz ve su buharı değişim özellikleri üzerine etkileri incelenmiştir (Chandra vd., 2008). Çalışmanın sonunda, düşük sıcaklıklarda (20-25 ºC) fotosentetik foton akı yoğunlukları ile kenevirin fotosentez ve su kullanım etkinliğini arttırdığı ve maksimum fotosentez oranı 30°C’da ve 1500 μmol m-2s-1 PPFD altında gözlendiği bildirilmiştir. Artan bitki yoğunluğu birim alan başına THC verimini düşürürken, bitki yoğunluğunun metrekare başına verimin etkili bir belirteci olmayacağı Backer vd. (2019) tarafından ileri sürülmüştür. Bu çalışmalarda artan bitki yoğunluğuna kıyasla vejetatif fotoperiyodun ve/veya artan maksimum sıcaklığının nispi katkısı tespit edilemeceği için, daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca Chandra vd. (2008), 20–40 ºC’de yetiştirilen bitkilere kıyasla, 30 ºC’de yetiştirilen kenevir için maksimum fotosentez oranını
kaydederken, metrekare başına verimin daha yüksek sıcaklıklarda bile nasıl korunduğunu göstermektedir. Ayrıca, artan bitki yoğunluğu ve maksimum sıcaklığın oluşturduğu stres şartları, THC birikiminin artmasına katkıda bulunabilir. Yapılan çalışmalarda bir bitki stres hormonu olan absisik asit uygulamasına yanıt olarak, THC miktarını artırdığı bildirilmiştir (Mansouri vd., 2009a, Mansouri vd., 2009b). Saksı boyutunu arttırmak,
özellikle White Widow çeşidinde metrekare başına THC verimini azaltmıştır. Gübre türü (yavaş salınımlı gübrelerle karşılaştırıldığında CannaTerra)
metrekare başına THC verimini etkilemiştir. Ancak bitki veya metrekare başına verimi etkilememiştir. Bu sonuç muhtemelen besin konsantrasyonundaki farklılıklar, bitki besin maddelerinin dengesi, uygulama zamanının kenevir için yeterli besin rejimleri geliştirme ihtiyacı olduğunu göstermektedir (Backer vd., 2019). Bu konuda ilk çalışma Caplan vd. (2017) tarafından yayınlanmıştır. Vejetatif büyüme aşamasında sıvı bir organik gübreden (4.0N - 1.3P - 1.7K) 389 – 418 mg NL-1 oranında uygulandığında, sırasıyla, kuru çiçek biyokütlesindeki verim ve THC konsantrasyonu, hindistan cevizi bazlı iki tip kompost içeren kapta yetiştirilen “OG Kush × Grizzly” bitkileri için optimize edildiği bildirilmiştir.
 
Son düzenleme:

aydın

Üye
bunları, buraya atarken çok uğraştırdı, çünkü hepsi parçalı geldiler tek tek düzenlemek zorunda kaldım, ben konular içinde en azından göz atın diye, belki bu şekilde atsaydık, ama esneklik yapıp başka meyveli bitkilerdekilerinde bakıp, kendimce ortalama sonuçları çıkartıp anlatmak hatammış galiba
 

IsırganOtu

Kıdemli Üye
bunları, buraya atarken çok uğraştırdı, çünkü hepsi parçalı geldiler tek tek düzenlemek zorunda kaldım, ben konular içinde en azından göz atın diye, belki bu şekilde atsaydık, ama esneklik yapıp başka meyveli bitkilerdekilerinde bakıp, kendimce ortalama sonuçları çıkartıp anlatmak hatammış galiba
Hocam bakın demek istediğimi anlamak yerine cevap vermeye çalışmışsınız, derdim sizi kırmak aşağılamak falan değil. Dünya üstünde onlarca toprak yüzey var, nereden aldığınıza bağlı olarak toprağın içeriği değişkenlik gösterecek, diyelimki aşırı organik karbon içeren bir yerde yaşıyorsun ama nerden bilebilirsin içeriğini? Bunun analizini nereden yapacaksın, nasıl yapacaksın? İçeriğini bilmediğin toprağa ne kadar ne ekleyeceğini nereden bileceksin? Google üstünden 3 tıklamayla ulaşacağımız bilgiler için burada değiliz ki... Torf, coco gibi medyalar hem kullanış açısından hem verim açısından daha iyiler. Ülkemizde yasal olmadığı için hemen hemen çoğumuz kabinlerde evimizde yetiştiriyoruz. Orta halli bir kabin sistemi 15bin tl tutuyor. Diyelim ki senin aklına uydum gittim parktan toprak aldım ve saksıma koydum. İçine dolar ya da euro bazında gayet pahalıya aldığım güzelim tohumu ektim. Toprak saksıda sertleşecek, hava alımı az olacak direnaj az olacak vs bir çok sorun olacak ve ortalama 6 ayın sonunda onca masrafım ve emeğimin karşılığında 20gr kuru mahsül alacağım(iyimser tahminle) peki şimdi ben sana ne diyeyim? Bizim amacımız en iyi mahsulü en çok oranda almak üzerine kurulu. Çoğumuz borç harçla sistem diziyoruz(karbon filtremin hala taksitlerini ödüyorum) sonucunda hüsrana uğrarsak bana faydan mı olacak zararın mı? Anlamakta zorlandığın kısım şu dostum, bilimsel veriler bilimsel metodlarla elde edilir, burada bez dolaptan kabin yapmaya uğraşan adam nasıl bilebilir toprağının oranını falan? Bilgiler için eyvallah ama kullanışlı değil ki. Yanıltıcı oluyor sonuç olarak. Torf alıyorum mesela ben, biobizz lightmix aldım diyelim, adam paket üzerine yazmış içinde şu oranda şu bu oranda bu var diye. Ama herhangi bir yerden alacağım toprakta bu bilgilere nasıl ulaşacağım? Bilgiler güzelde işlevsel değil. Bilim makalesi okumak için değil bol hasat güzel hasat alabilmek için buradayız. Adam coco ile yardırıp gitmiş ne growlar yapmış ama sen tutmuş adamla dalga geçer gibi konuşmalar yapmışsın. Coco ile hasat almak ne kadar zor bir fikrin var mı? Silikat oranı fazla olan toprak mı var bahçemde azotu fazla olan toprak mı var? Belki kurşun oranı yüksek? Onca bilinmezi görmezden gelip grow yapamam ben kusura bakma. Bilgi vermek istemeni anlıyorum ama kullanışsız bilgi dostum. Aynı hatayı şöyle yapan dostlarda var, ben çeşme suyuna iki damla beyaz sirke katıyorum ph tam oluyor sende iki damla at dostum yeter diyenler, 1 senin çeşme suyunun ph ı ve öneride bulunduğun kişinin çeşme suyunun ph ı aynı mı? 2 sırf sen tecrübe ettin diye bu bilgi kesin doğru mu? Lütfen duyarlı olalım. Bir insanı 5-6 ay uğraştırıp hüsrana uğratmak, maddi zarara sokmak hiç hoş değil. Anlatabildiğimi düşünüyorum, tekrar cevap yazmayacağım. Sağlıkla kal dostum, bol hasatlı growlar dilerim.
 

aydın

Üye
Hocam bakın demek istediğimi anlamak yerine cevap vermeye çalışmışsınız, derdim sizi kırmak aşağılamak falan değil. Dünya üstünde onlarca toprak yüzey var, nereden aldığınıza bağlı olarak toprağın içeriği değişkenlik gösterecek, diyelimki aşırı organik karbon içeren bir yerde yaşıyorsun ama nerden bilebilirsin içeriğini? Bunun analizini nereden yapacaksın, nasıl yapacaksın? İçeriğini bilmediğin toprağa ne kadar ne ekleyeceğini nereden bileceksin? Google üstünden 3 tıklamayla ulaşacağımız bilgiler için burada değiliz ki... Torf, coco gibi medyalar hem kullanış açısından hem verim açısından daha iyiler. Ülkemizde yasal olmadığı için hemen hemen çoğumuz kabinlerde evimizde yetiştiriyoruz. Orta halli bir kabin sistemi 15bin tl tutuyor. Diyelim ki senin aklına uydum gittim parktan toprak aldım ve saksıma koydum. İçine dolar ya da euro bazında gayet pahalıya aldığım güzelim tohumu ektim. Toprak saksıda sertleşecek, hava alımı az olacak direnaj az olacak vs bir çok sorun olacak ve ortalama 6 ayın sonunda onca masrafım ve emeğimin karşılığında 20gr kuru mahsül alacağım(iyimser tahminle) peki şimdi ben sana ne diyeyim? Bizim amacımız en iyi mahsulü en çok oranda almak üzerine kurulu. Çoğumuz borç harçla sistem diziyoruz(karbon filtremin hala taksitlerini ödüyorum) sonucunda hüsrana uğrarsak bana faydan mı olacak zararın mı? Anlamakta zorlandığın kısım şu dostum, bilimsel veriler bilimsel metodlarla elde edilir, burada bez dolaptan kabin yapmaya uğraşan adam nasıl bilebilir toprağının oranını falan? Bilgiler için eyvallah ama kullanışlı değil ki. Yanıltıcı oluyor sonuç olarak. Torf alıyorum mesela ben, biobizz lightmix aldım diyelim, adam paket üzerine yazmış içinde şu oranda şu bu oranda bu var diye. Ama herhangi bir yerden alacağım toprakta bu bilgilere nasıl ulaşacağım? Bilgiler güzelde işlevsel değil. Bilim makalesi okumak için değil bol hasat güzel hasat alabilmek için buradayız. Adam coco ile yardırıp gitmiş ne growlar yapmış ama sen tutmuş adamla dalga geçer gibi konuşmalar yapmışsın. Coco ile hasat almak ne kadar zor bir fikrin var mı? Silikat oranı fazla olan toprak mı var bahçemde azotu fazla olan toprak mı var? Belki kurşun oranı yüksek? Onca bilinmezi görmezden gelip grow yapamam ben kusura bakma. Bilgi vermek istemeni anlıyorum ama kullanışsız bilgi dostum. Aynı hatayı şöyle yapan dostlarda var, ben çeşme suyuna iki damla beyaz sirke katıyorum ph tam oluyor sende iki damla at dostum yeter diyenler, 1 senin çeşme suyunun ph ı ve öneride bulunduğun kişinin çeşme suyunun ph ı aynı mı? 2 sırf sen tecrübe ettin diye bu bilgi kesin doğru mu? Lütfen duyarlı olalım. Bir insanı 5-6 ay uğraştırıp hüsrana uğratmak, maddi zarara sokmak hiç hoş değil. Anlatabildiğimi düşünüyorum, tekrar cevap yazmayacağım. Sağlıkla kal dostum, bol hasatlı growlar dilerim.
ben hoca değilim kardeşim
karbon her şeyle bağ kurabilen bir şey ve bir şeyin yaşınızda karbondan anlıyorlar ve yanı zamanda bizimde temel yapımız karbondan
ya ben zaten yapanın çıkacağını aklıma bile getir medim ama toprak hakkın bir şeyler bildik belki vallahide benim tek amacı muhabbetti zaten ben kendime yaptım ama uğraştım yanı birde bir şeyde yanılış değerlendirmişim toprağa belli zamandan sonra başka ürünler ekilmesi gerekmiş yani 4 yıl devamlı yapmakta sorun olmuyormuş hava hareketini ısı farlılıklarında oluşu rüzgarlarda ısına şey soğuya gider her zaman toprak hareketlendirmeği hızlandırmak istediğinde bakteri ortamın arttırmak gerek ama bakteriler ortam gereksimine göre besinlere göre sayıların arttırıp azaltırlar zaten toprağı oluşturan element formlarını isleyen onlar taşı toprak yapanlar iste ama bildiğim kadarı ile düntamızın derinliklerinden hareketli uçucu elementler çok yavaşta olsa çıkıyorlar bitkiler bile yokken gene havadaki gereksimlerini ve o seviyelerde tutmuşlar bateriler zaten bizim vücudumuzda yediklerimiz bile işleyenler kulağımızın için debile çalışıyorlar vitamin dediğimiz şeyler onlardan karşılıyoruz yanı dünyanın hiç ama hiç durmadan çalışan asıl sahipleri alkol bile onlarsız yapıta içemeyiz 1ayda bir ne sistemde yapsanda 2çay kaşığı kuru ekmek mayası al yarım litrelik pedi yarı su yarı süt bakkal açık satıyorsa ondan al her saksı için ama yarım saat yada 1 saat karanlıkta bekler yapabilirsen ısı 25 derecelerde tut tabi kaç saksın varsa totalde yaparsın. topraktaki besinleri yanı torf diyorsa içinde besin değeri vardır tabiki ama coco da filan olduğunu bilmiyorum çeşme suyunun sonun olma ihtimali çok saçma geliyor bildiğim sistemler işte inceltiyorlar yanı simdi su aslında ayırıcı maddedir mesela kimyada her hangi bir şeyden ayrıştırma yaptıklarında saf su veya saf alkol kullanırlar ve katyonlarına ayırıyorlar galiba. ben zarar geleceğini zannetmiyorum bakteri ortamını korursan onlar hep açlardir hiç uyumazlar ama yaşam gerek simleri azalırsa onlarda kendilerini azaltırlar solucanlar bile besin çok ve bolken çiftleşiyorlar hem yumurtlamaya başlıyorlar sayılarını acayip arttırıyorlar azaldımı üreme yapmıyorlar yani sana güzel bir üründen bahsedeğil Japonların ürettiği EMA bakteriler açısından çok cesetli yaprakta verebiliyorsun kullanımı tüm bitkilerde hep iyi sonuç veriyormuş diye biliyorum ben hiç kullanmadım doz aşımından zarar yermiyor bitkiye 5-6 ay kısmını anlamadım kanka önemli olan toprak ph analiz etmek mesela potasyum düşürür kalsiyum kireç çıkarır sonra, karbonat çıkarır bide bazı şeylerin azaltır bantar sorunun olursa çözdüğünü diyebiliyorum bitkiye 2 ayda bir vermenin direncini arttırdığını biliyorum 2 çay kaşığı yapraklardeki sorun için 100ml 1çay kaşığı yoğun mantar gibi sıkıntılarda üstüne serpiyorsun baterileri ph dada azaltıcı bir yönlümleri tuzlanmaları önleyici ve azaltıcı etki
 
Son düzenleme:

IsırganOtu

Kıdemli Üye
ben hoca değilim kardeşim
karbon her şeyle bağ kurabilen bir şey ve bir şeyin yaşınızda karbondan anlıyorlar ve yanı zamanda bizimde temel yapımız karbondan
ya ben zaten yapanın çıkacağını aklıma bile getir medim ama toprak hakkın bir şeyler bildik belki vallahide benim tek amacı muhabbetti zaten ben kendime yaptım ama uğraştım yanı birde bir şeyde yanılış değerlendirmişim toprağa belli zamandan sonra başka ürünler ekilmesi gerekmiş yani 4 yıl devamlı yapmakta sorun olmuyormuş hava hareketini ısı farlılıklarında oluşu rüzgarlarda ısına şey soğuya gider her zaman toprak hareketlendirmeği hızlandırmak istediğinde bakteri ortamın arttırmak gerek ama bakteriler ortam gereksimine göre besinlere göre sayıların arttırıp azaltırlar zaten toprağı oluşturan element formlarını isleyen onlar taşı toprak yapanlar iste ama bildiğim kadarı ile düntamızın derinliklerinden hareketli uçucu elementler çok yavaşta olsa çıkıyorlar bitkiler bile yokken gene havadaki gereksimlerini ve o seviyelerde tutmuşlar bateriler zaten bizim vücudumuzda yediklerimiz bile işleyenler kulağımızın için debile çalışıyorlar vitamin dediğimiz şeyler onlardan karşılıyoruz yanı dünyanın hiç ama hiç durmadan çalışan asıl sahipleri alkol bile onlarsız yapıta içemeyiz 1ayda bir ne sistemde yapsanda 2çay kaşığı kuru ekmek mayası al yarım litrelik pedi yarı su yarı süt bakkal açık satıyorsa ondan al her saksı için ama yarım saat yada 1 saat karanlıkta bekler yapabilirsen ısı 25 derecelerde tut tabi kaç saksın varsa totalde yaparsın. topraktaki besinleri yanı torf diyorsa içinde besin değeri vardır tabiki ama coco da filan olduğunu bilmiyorum çeşme suyunun sonun olma ihtimali çok saçma geliyor bildiğim sistemler işte inceltiyorlar yanı simdi su aslında ayırıcı maddedir mesela kimyada her hangi bir şeyden ayrıştırma yaptıklarında saf su veya saf alkol kullanırlar ve katyonlarına ayırıyorlar galiba. ben zarar geleceğini zannetmiyorum bakteri ortamını korursan onlar hep açlardir hiç uyumazlar ama yaşam gerek simleri azalırsa onlarda kendilerini azaltırlar solucanlar bile besin çok ve bolken çiftleşiyorlar hem yumurtlamaya başlıyorlar sayılarını acayip arttırıyorlar azaldımı üreme yapmıyorlar yani sana güzel bir üründen bahsedeğil Japonların ürettiği EMA bakteriler açısından çok cesetli yaprakta verebiliyorsun kullanımı tüm bitkilerde hep iyi sonuç veriyormuş diye biliyorum ben hiç kullanmadım doz aşımından zarar yermiyor bitkiye 5-6 ay kısmını anlamadım kanka önemli olan toprak ph analiz etmek mesela potasyum düşürür kalsiyum kireç çıkarır sonra, karbonat çıkarır bide bazı şeylerin azaltır bantar sorunun olursa çözdüğünü diyebiliyorum bitkiye 2 ayda bir vermenin direncini arttırdığını biliyorum 2 çay kaşığı yapraklardeki sorun için 100ml 1çay kaşığı yoğun mantar gibi sıkıntılarda üstüne serpiyorsun baterileri ph dada azaltıcı bir yönlümleri tuzlanmaları önleyici ve azaltıcı etki
Sevgili hocam(bilginize saygımdan ötürü "hocam") değerli bilgilerinizi ayrıştırmanızı tavsiye ediyorum size. Yazmayacağım dedim ama bakıyorum ki iyi niyetlisiniz ve genel üslubunuz böyle. Sizinle anlaşabiliriz. Önerim şu ki kategorize ederek ilerleyin, belli ki okuyup araştırıyorsunuz. Öğrenin ve kendi cümlelerinizle sade bir şekilde konudan konuya atlamayarak düzenli başlıklar halinde anlatın. Mesela bakteriler neden yararlıdır diye bir başlık açıp konuyu dağıtmadan bunu anlatın. Yani giriş, gelişme, sonuç olarak anlatın. Kendinizi ifade etmekte aceleci davranmayın, aynı cümlede 3 farklı konuya giriyosunuz ama bir şey öğretemiyorsunuz çünkü bağlantısız, giriş gelişme sonuç yok. Noktalama işaretleri kullanın. Burada kimse dışlanmaz, aşağılanmaz. Saygı sevgi çerçevesinde her konuda konuşabiliriz. Anlattığınız konuyu bir kenara bırakın ve dediğim şeye odaklanın, hepimiz için faydalı olacaktır. Kategorize edin, araştırmanızı tamamlayın, uygun dille anlatın ve paylaşın. Şunu da unutmayın burada her kesimden her eğitim seviyesinden insan var, bilimsel veri kullanırken neden açıklama yapmanız gerektiğinden bahsedildiğini anlamışsınızdır. Anlaşılır ve sade, işlevsel. Evde çiçek bakan insan yüzyıllık element gelişimini umursamaz alacağı hasat miktarını umursar. İnanın bahsettiğiniz şeyleri ben anlıyorum, sizinle atomların oluşumuna kadar geriye gidecek derecede konuşabilirim ama bunu herkes yapamaz, kimisi yapmak istemez. 5-6 ay kısmı da şu şekilde, photo cins bir esrar için ortalama hasat vakti. Yani ekimden hasata geçen ortalama süre. Zamanı çöp olmasın insanların demek istemiştim. Umarım önerilerim bir fayda sağlar. Burada sizinle tartışmadım tartışmıyorum kendinizi savunma içgüdüsüyle hareket etmeyin, sadece verilen bilgiye odaklanın yeter. Zamanla neyi kast ettiğimi anlayacağınızı umuyorum. Sevgiyle kalın :)
 

aydın

Üye
Sevgili hocam(bilginize saygımdan ötürü "hocam") değerli bilgilerinizi ayrıştırmanızı tavsiye ediyorum size. Yazmayacağım dedim ama bakıyorum ki iyi niyetlisiniz ve genel üslubunuz böyle. Sizinle anlaşabiliriz. Önerim şu ki kategorize ederek ilerleyin, belli ki okuyup araştırıyorsunuz. Öğrenin ve kendi cümlelerinizle sade bir şekilde konudan konuya atlamayarak düzenli başlıklar halinde anlatın. Mesela bakteriler neden yararlıdır diye bir başlık açıp konuyu dağıtmadan bunu anlatın. Yani giriş, gelişme, sonuç olarak anlatın. Kendinizi ifade etmekte aceleci davranmayın, aynı cümlede 3 farklı konuya giriyosunuz ama bir şey öğretemiyorsunuz çünkü bağlantısız, giriş gelişme sonuç yok. Noktalama işaretleri kullanın. Burada kimse dışlanmaz, aşağılanmaz. Saygı sevgi çerçevesinde her konuda konuşabiliriz. Anlattığınız konuyu bir kenara bırakın ve dediğim şeye odaklanın, hepimiz için faydalı olacaktır. Kategorize edin, araştırmanızı tamamlayın, uygun dille anlatın ve paylaşın. Şunu da unutmayın burada her kesimden her eğitim seviyesinden insan var, bilimsel veri kullanırken neden açıklama yapmanız gerektiğinden bahsedildiğini anlamışsınızdır. Anlaşılır ve sade, işlevsel. Evde çiçek bakan insan yüzyıllık element gelişimini umursamaz alacağı hasat miktarını umursar. İnanın bahsettiğiniz şeyleri ben anlıyorum, sizinle atomların oluşumuna kadar geriye gidecek derecede konuşabilirim ama bunu herkes yapamaz, kimisi yapmak istemez. 5-6 ay kısmı da şu şekilde, photo cins bir esrar için ortalama hasat vakti. Yani ekimden hasata geçen ortalama süre. Zamanı çöp olmasın insanların demek istemiştim. Umarım önerilerim bir fayda sağlar. Burada sizinle tartışmadım tartışmıyorum kendinizi savunma içgüdüsüyle hareket etmeyin, sadece verilen bilgiye odaklanın yeter. Zamanla neyi kast ettiğimi anlayacağınızı umuyorum. Sevgiyle kalın :)
senin yazdıklarına bakarak gittim yanı bir şeyi toparlamaya yada geliş gelişme sonuz odaklı yapmadım onu için düşünmem lazımdı ben aslında yazarken büyük küçük harfe bile dikkat edir ama nasılım aslında iyi değilim çamım çok sıkkın ondan düşünerek hareket hetmiyorum diye bilirim şuan

sen mesela elementlerin ısı ve basıncın etkisiyle midir dersin

döndüm okudum dostum nedendir bilmiyorum ama yazılarım değişiyor ilk yazdıklarıma dönüp dönüp duruyordum kendime dedim nasıl bu kadar yanış yazarsın diye sonra bu sitenin şifreleme mi varda ondanı oluyor aslında, ben mi öğle görüyorum diye yanı başkası normal mı görecek bir kaç defa vpn de ülke değiştirdim gözüm önünde düzeldi bir kaç arkadaşta söyledi ben artık düzeltmekten sıktım dedim ama konularda sahidende atlamalar yapmışın aralara birşeyler sıkıştırmışım
 
Son düzenleme:

Amca35

Kıdemli Üye
ben senin yazını pas geçmişim yanı nasıl deneyeceksin mesela aktardan mi alacan beyaz mı kımızı mı yanı senin aklındakine mesela gübre gibimi yo o olmaz neysen sen bi aklındakini dede belki bende yaparım
Yoo kanka dağdan bi çuval toplayıp yüzde 30 perlit yüzde 30 kadar da kil karıştırmayı düşünüyorum. Eğer farkı gözlemleyebilirsem living soil yaparken de kullanacağım
 

aydın

Üye
Yoo kanka dağdan bi çuval toplayıp yüzde 30 perlit yüzde 30 kadar da kil karıştırmayı düşünüyorum. Eğer farkı gözlemleyebilirsem living soil yaparken de kullanacağım
dostum sakın perlit kullanma o bir kimyasaldır, sadece köklendirmek için kullanılır, çünkü bünyesine aldığı besinleri bırakmıyor kolay kolay, içinde bozuluyorlar ve bitkiyi zehirlemeye başlıyor. bunu anlatanlar ziraatçılar zaten ezince toz olup gidiyor.
Toprağa kırmızı rengini veren kildir. sen birde üzerine eklersen bence olmaz öğle, doğada hazır halını bulmalısın, 1 avuç toprağı macun haline getir, çok çabuk ayrılıyorsa kum daha fazladır, ama biraz daha uzuyorsa kil daha fazladır, buradan yola çıkabilirsin, birde toprağın hemen üstünden almayacaksın 3-5cm altından 30-40cm den derine inmeyeceksin
 
Son düzenleme:
Ü

Üye silindi 19785

Guest
dostum sakın perlit kullanma o bir kimyasaldır, sadece köklendirmek için kullanılır, çünkü bünyesine aldığı besinleri bırakmıyor kolay kolay, içinde bozuluyorlar ve bitkiyi zehirlemeye başlıyor. bunu anlatanlar ziraatçılar zaten ezince toz olup gidiyor.
Toprağa kırmızı rengini veren kildir. sen birde üzerine eklersen bence olmaz öğle, doğada hazır halını bulmalısın, 1 avuç toprağı macun haline getir, çok çabuk ayrılıyorsa kum daha fazladır, ama biraz daha uzuyorsa kil daha fazladır, buradan yola çıkabilirsin, birde toprağın hemen üstünden almayacaksın 3-5cm altından 30-40cm den derine inmeyeceksin
Kanka tebrik ediyorum sonunda anlaşılır şekilde yazmaya başladın :D
 

aydın

Üye
Birde buda önemli bu kunuda hiç bir zaman toprağı kurutmayacaksın çokta sulandırmayacaksın, öğle torf gibi değildir bu, ph ayarlayamazsın sonra, kurudumu ph yükselir, çok sulu ortamda da ph düşer.
 

Amca35

Kıdemli Üye
dostum sakın perlit kullanma o bir kimyasaldır, sadece köklendirmek için kullanılır, çünkü bünyesine aldığı besinleri bırakmıyor kolay kolay, içinde bozuluyorlar ve bitkiyi zehirlemeye başlıyor. bunu anlatanlar ziraatçılar zaten ezince toz olup gidiyor.
Toprağa kırmızı rengini veren kildir. sen birde üzerine eklersen bence olmaz öğle, doğada hazır halını bulmalısın, 1 avuç toprağı macun haline getir, çok çabuk ayrılıyorsa kum daha fazladır, ama biraz daha uzuyorsa kil daha fazladır, buradan yola çıkabilirsin, birde toprağın hemen üstünden almayacaksın 3-5cm altından 30-40cm den derine inmeyeceksin
Kanka perlit işide o kadarcık zehirden bir şey olmaz yav perlitsiz toprak yeterince rahat olmuyor
 

aydın

Üye
Kanka perlit işide o kadarcık zehirden bir şey olmaz yav perlitsiz toprak yeterince rahat olmuyor
Dostum perlit konusunu en azında toprakla yapacaksan raftan bile at, öğle bir hatayı en azından birbirimizle bigileşirken yaptırmam, yaparsanda 2yıl sonra bana sövme, perlit bazı bitkilerin özellikle dalı alınarak yapılan köklendirmede kullanılır, geçtikki kenevir bitkisinde klonlama yapılırken onla gene olmaz. Ama toprağa kullanmak için ponza taşı birde akvaryum kumu kullanalım diye başka konulara geleceğiz o biraz ucuz olurdu
 

aydın

Üye
Sen bana kullanmak istediğin saksıdan bahset, yetiştirme ortamın nasıl ölçüleri, kullandığın ışık ne
 

Amca35

Kıdemli Üye
Dostum perlit konusunu en azında toprakla yapacaksan raftan bile at, öğle bir hatayı en azından birbirimizle bigileşirken yaptırmam, yaparsanda 2yıl sonra bana sövme, perlit bazı bitkilerin özellikle dalı alınarak yapılan köklendirmede kullanılır, geçtikki kenevir bitkisinde klonlama yapılırken onla gene olmaz. Ama toprağa kullanmak için ponza taşı birde akvaryum kumu kullanalım diye başka konulara geleceğiz o biraz ucuz olurdu
Kanka ponza taşı perlit gibi toprağı sünek hale getirmiyor mesela bunun yerine Deniz süngeri tarzı şeyler uygularsak aynı işlemi görmez mi acaba? ( Bu tamamen pratik zeka baskılı ile düşündüğüm basit bir şey)
 

Grow Muhabbetleri
Help Users
  • Narkotik Narkotik:
    hahahaha ***** ****** hahahaha** *** ****** ** **** * ** *** ****** *** *** ******
  • TabldotLife TabldotLife:
    ***** ***** ****** * ******* *** **** **** ***** ****** ******* ******* ****** ******** ********* *** ******* * ***** ********* *** **** **** ****** * ******* * ***** hahahaha***** *******
  • Narkotik Narkotik:
    **** *******
  • Narkotik Narkotik:
    ***** ****** ***** ****** **** ******
  • kkush kkush:
    hahahahahahahaha
  • Narkotik Narkotik:
    ******* **** *** ***** **** ****
    +1
  • TabldotLife TabldotLife:
    ********* ***** ********** ******** *** ******** ********** **** ******* **** ***** *** **** hahahaha** ******* ******* ****** ***** ****** **** ******
  • B Bboy:
    ****** ***** **** *** ******* *******
    +1
  • B Bboy:
    ***** hahahaha ***** ***** **** ***** hahahaha*** ******* ******** ** *** *** ******** hahahaha* *****
  • kkush kkush:
    ******** hahahaha**** hahahaha********* ********* hahahaha* *** ***** ********** ***** **** *** ******* *******
  • TabldotLife TabldotLife:
    ****** ***** ********* ****** **** ** *** ********* **** hahahaha hahahaha* ***** *** ********** **** ****** **** ** ***** **** ********* ****** ******* hahahaha ***
  • TabldotLife TabldotLife:
    **** ******* *** ********
  • kkush kkush:
    ** ***** ***** *** *** ***** hahahaha ***** ***** **** ***** hahahaha*** ******* ******** ** *** *** ******** hahahaha* *****
    +1
  • TabldotLife TabldotLife:
    ***** ***** ********* ***** ***** *** ********
  • Bandaleros Bandaleros:
    ***** ***** ********* ********** ******* ******* ****** hahahaha ****** ***** hahahaha* ***
  • ax-b ax-b:
    **
  • Narkotik Narkotik:
    **** ****** ********* ***** ******* ******* ****** **** ****** ********* ***** ********** ******** *** ******** ********** **** ******* **** ***** *** **** hahahaha** ******* **
  • Narkotik Narkotik:
    ********* hahahaha ****
  • Night owl Night owl:
    ***** ** ******** *** ********* *** ******** ******* **** ******** ******* ******* ** ** **** ****** ********* ***** ****** **** *** hahahaha** * hahahaha ******* ******** *** ** *******
  • Bandaleros Bandaleros:
    ****** hahahaha*
  • Bandaleros Bandaleros:
    ****** *** *** ***** hahahaha ***** **********
  • Bandaleros Bandaleros:
    ******* *** *** **** ***
  • Bandaleros Bandaleros:
    hahahahahahahaha hahahahahahahaha hahahahahahahaha hahahahahahahaha hahahahahahahaha
  • Night owl Night owl:
    ***** **** ** ** ******* ***** ** ***** ******** **** ***** ***** ****** * ******* *** **** **** ***** ****** ******* ******* ****** ******** ********* *** ******* * ***** ********* *** **** **** ****** * ******* * ***** hahahaha***** *******
  • Night owl Night owl:
    ** ** ******** **** ** ***** ****** ****** ***** **** *** ******* *******
    Night owl Night owl: ** ** ******** **** ** ***** ****** ****** ***** **** *** ******* *******
    Üst